Beni onunla gören etrafımdaki herkes "Onunla arkadaşlığını gözden geçir" diyordu. Sürekli onu etrafa savunmak zorunda kalıyordum : "Bakın o aslında çok iyi biri, bakmayın frapan giyimine havalı duruşuna...Bana çok iyiliği dokundu zor zamanlarımda. Hep yanımdaydı. Özünde iyi biri o... "Burun kıvırıp geçiyordu insanlar. Bir süre sonra onları inandırmaya çalışmaktan da vazgeçtim. Ama ben hep onun çok iyi bir dost olduğuna inanmaya devam ettim. Neden ? Kafamdaki matematik hep şuydu: Çünkü bana çok iyiliği dokunmuştu. Ona yüz çevirmek vefasızlık olurdu.Vefasızlık kitabımda yazmazdı.
Neydi bu iyilikler ? Hayatımın bir döneminde yalnız kalmıştım. Ama apansız birden bire gelen bir yalnızlık... Hazırlıksız yakalandığım bir dönemdi sanki. Bu aşamada bir kaç kez Onun yaşadığı şehirde işlerim olmuştu. Israrla beni evine davet ediyor evinde ağırlamak istediğini söylüyordu. Çocuklarının eğitimiyle ilgili, kendi günlük yaşantısıyla ilgili bana akıllar danışıyor, ısrarla kendisini yönlendirmemi istiyordu. Antidepresan hapları kullanıyordu. İyi değildi. Anlattığına göre hayatı boyunca hiç iyi olmamıştı. Fevriydi.Anlattığına göre bir tek benim yanımda sakinleşiyordu. Onun o halini görmek beni hem üzüyor, hem kendi adıma tedirgin ediyor hem yine de kendimi ondan uzaklaştırma fikrinden öte ona daha da yaklaştırıyordu.
Gel zaman git zaman, onunla konuşmak, birine faydalı olduğumu hissetmek bana da iyi gelmeye başlamıştı. Artık aradığında direk açıyordum telefonu. Davet ettiğinde kabul ediyordum. Bulunduğu şehre gittiğimde, başka bir akrabamın da orada bulunmasına rağmen aşırı ısrarları nedeniyle onun evinde kalmayı tercih ediyordum. Sabahlara kadar sohbet ettiğimiz vakitler oluyordu. Sürekli tekrar ettiği bir şey vardı : "Senden çok güç alıyorum Bilge ! Bana çok iyi geliyorsun...Bana ilaç gibi geliyorsun."
Ohh diyordum içimden ben de. "Ne güzel işte, birilerine faydalıyım şu hayatta. Hem tüm sırlarımı emanet edebileceğim bir kardeşim de oldu aynı zamanda.Biraz farklı biri ama olsun. Hasta ya o. Ben iyi geliyorum ya ona. Yok yok kardeşiz biz. Kimsecikler anlayamaz bizim kardeşliğimizi. Niye açıklamaya çalışmalı ki... "
Bir süre sonra şartlar değişmişti. Ben evlenip İzmir'e taşınmıştım. O ticarete soyunup bi işlere kalkışmıştı. Her zamankinden daha gergindi. Artık antidepresanların da pek işe yaramadığından bahsediyordu. Ona çizdiğim rotalara da aldırmıyordu sanki pek. Para hırsı içini kaplamış gibiydi. Yanıma gelip gitmeye başladı. Sohbetler ediyorduk yine. Ama onda hep bir huzursuzluk hali...Söylediklerimi dinlemek istemiyordu eskisi gibi sanki.Diğer yandan ben artık evliydim eskisi gibi sadece onun isteklerine göre gezip tozamıyorduk, belki ondan. Belki başka bir şeyler... Gelip gitmelerinde gergin olduğunu hep hissedebiliyordum.
Derken... Bir gün ipler koptu. Ufak bir mesele yüzünden tartıştık. Alttan alamadım. Ama ne kadar tartışsak da seviye düşmez sanıyordum. Kardeştik ya biz(!) Tartışma büyüdü. İçimden ah olmayaydı derken o sayıp dökmeye başlamıştı bile. Neyi mi ? Geçmişte beni evinde ağırlayışını. Bana vakit ayırışını falan filan. Ohoo dedim kendime. "Tebrikler Bilge ! Afferin kızımm !" Oysa o davetlerin hepsi, onun aşırı ısrarı ile icabet edilmiş davetlerdi. Hırsla talep eden hep kendisi olmuştu. O saymaya başlayınca anladım: ayrılıyorduk...
O günün ardından büyük puntolarla yazdım zihnime : Dostluk,(kardeşlik), yarenlik, hakiki birliktelik... Bunlar sadece Mevla ile (gerekli şartlar oluşunca) kurulabilen bağlar. İnsanoğlu böylesi erdemler için fazlaca toy ve güçsüz.Yani geneli bu.İstisnayı yakalamış yılları devirmişler de vardır elbet. Onlar konu dışı. O sebep pek de ümit bağlamamak lazım insanlara. "Bana ilaç gibi geliyorsun ne olur yanımda kal !" diye yalvaranlara
bile...
Son paragraf, günden geriye kalan hap mahiyetinde bir bilgi olur inşaallah her okuyana. "Yaşadığım öyküler" kategorisine bir yenisini daha eklemiş olduk böylece canlar. Devamı gelir. Çok var. Denizde kum bizde yaşanmışlık ! ;)
Bu arada fotoğraftaki minnakları ben çekmiştim ama nerede olduğunu hatırlayamadım :)
Sevgiler herkeslerime :)
Bu tip başa kakma hareketleri hiç hoş olmasa da ters durumlarda yüksek oranda kendini gösteriyor maalesef
YanıtlaSilEn başından bu duruma hiç mahal vermemek en güzeli sanırım. Teşekkürler.
SilBir anlam arayışıdır bir liman kenti sanrısı, anlattıklarını bir kutuya anlattım sanırsın bir süngerdir oysa o.. Kardeş mi, kardeş kan bağı haricinde pek dikiş tutmuyor, araya zaman giriyor mesafeler, fikir ayrılıkları giriyor, sonra meğer diyorsun, meğer bu bir takım olmakmış, öyle ya, takım aynı amaca yönelen insan topluluğu.. şartlar değişince amaçlar da başkalaştı..takım dağıldı
YanıtlaSilGüzel anlatmışsın evet. Tek olay takım olmak aslında. Ve günü gelince pat diye dağılabileceğini iyi bilmek o takımın. Sağolasın.
Silgeçmişte kalan güzel anılarınızdan biri..🙂.fotoğraftaki minnaklara hayran kaldım,ne sevimliler ama..✔😊
YanıtlaSilBen de çok severim tavşanları :) Teşekkürler.
Silbunu beeeen yaşadım hem yaşadım aynı şekilde nasıl biliyorsun ki benim hikayemi :) benim de vardı böyle bir arkadaşım ve böyle gelişip bitti demek bu mevzu da da yalnız değil mişim
YanıtlaSilBen aslında uzun yıllardır takip ediyorum seni dermişim :))) Hikayeler aynı aslında hep, sadece kişiler ve zamanlar değişiyor demek ara sıra. Dua edelim de başka yaşamayalım bunun gibi bir şey ikimiz de ;) Teşekkürler, sevgiler :)
SilYaşanmış öyküler çok değerlidir benim için.Çok severek okudum.Burada da bir deneyim var.Belki de gerçek sevgiyi bilemiyor çoğumuz....
YanıtlaSilSağolasınız Yurdagül hanım. Günümüzde her şeyin gerçeği kırk bohça altında saklı sanki. Halüsinasyonlar görüp duruyoruz habire. Sevgiler :)
SilSıkı dostluklar iyidir belki ama kendini direk karşındakine adamak bir yerden sonra kırılma noktasına getiriyor insanı. Ne aşırı samimi ne aşırı soğuk. Arayı tutturmak lazım bence de. Bu arada mimi yaptım, beklerim. :)
YanıtlaSilHaklısın ölçü çok önemli. Her konuda ölçü... Çok teşekkürler. Aaa geliyorum hemen mim şeysine :)
SilArtık dost kelimesini hayatımdan çıkardım yaşadığınız hikaye zaten günümüz insanıyla asla dostluk kurulamayacağının göstergesidir. Aileniz yanınızdaysa gerisi önemli değil :)
YanıtlaSilGerçekten değer verenler hep oluyor zaten hayatımızda ;) Teşekkürler sevgiler canım :)
SilKeşke haklı olmasaydın ama ne yazık ki haklisin... bu arada yıldız da gördüm blogunu ve çok sevdim
YanıtlaSilBen de haklı olmamayı dilerdim evet. Çok teşekkürler :) O zamaann ben de sana bi geleyim hemencik.
Silay aman yaaa insanlar korkunç vallaaa :)
YanıtlaSilZaman zaman öyle oluyorlar evet deepcim, sevgiler canımm :)
SilEvet o sınırlar işte... Bütün mesele sınırlar... Allah rızası hududunca ayarlanmadığında arızalar da kaçınılmaz oluyor sanırım. Sağolasın, sevgiler müfred...
YanıtlaSil