22 Mart 2020 Pazar

Neydi o ?

   Oturup kalkmalarımız vardı. 
Vakti unutup akşamı birlikte getirişlerimiz... 
Haram değildi. Dilediğimiz kadar yapabilirdik bunu. Belki de her gün. 
Mevlâ şimdi bize bunu neden yasak etti ? 
Yanlış bir şey mi yaptık ? 
Günleri hunharca tükettiğimiz vakitlerde birlikteyken hani... "Zaman"la birlikte başka bir şeyi daha mı unuttuk ? Ya da ihmal ettik ? 
   Neydi o ? 
Bugünlerde bunu düşünmek için bolca vaktimiz olacak... 

20 Mart 2020 Cuma

Kökler


Geçen gün bahçe temizliği yaparken bu köklerden yolduk bir sürü. Bazıları o kadar derin o kadar  güçlü köklerdi ki... Onlarla uğraşırken kafamda hep aynı düşünce. Ne kadar güçlü şeyler. Sonra ruh dünyamıza bağladım onları. 
.
.
.
Mesela bu kökleri birer "sabır" metaforu olarak düşündüm.  Bizi iyiliğe götürecek olan sabrın köklerini besleyip büyütmekle sorumluyuz. Sabır bizim için birer cılız ip gibi değil de tıpkı bu kökler gibi sağlam ve güçlü olmak zorunda her daim.
.
.
.
Peki nelere sabır ? Bazen hiç farkında olmadan kanımızı emip duran, sabrımızı cılızlaştıran şeylere... Meselâ çevremizdeki birine karşı Allah'ın rızasını umarak iyilik yapmaya devamda sabır. Meselâ tüm fedakarlığımıza rağmen mükâfatı Allah'tan bekleyip kuldan takdir görmemeye sabır. Meselâ senin için hiç anlamı olmayan şeylerin toplum tarafından övülüp durmasına sabır. Toplumun geneli olarak ise BİRBİRİMİZE sabır ! Farklılıklarımıza rağmen birlikte huzurla yaşayabilmek için sabır...
.
.
.
Kısaca, sabır sadece "fakirliğe sabır" tanımıyla daraltılacak bir mevzu değil. Zenginlikte de günahlara dalmamak için ayrı bir kıymeti var sabrın. Bize ne için lâzım olursa olsun,onu besleyelim ve güçlendirelim. Ki ona hiç ihtiyacımız olmayan ferah günlere ulaşabilelim. 
Amin...
  

17 Mart 2020 Salı

Corona

   Dünyanın çılgın büyük olduğunu düşünürdük çoğu zaman. Coğrafi belgeselleri seyrederken özellikle. İnsan sayısı hesapsız bir devmiş gibi gelirdi gözümüze. Mevlâ bütün bu insanları yargılayacak öyle mi diyerek tefekküre dalardık. 

   An itibariyle Danimarka'da, Suud'da, Avusturya'da ve Tokyo'da ve daha bir sürü dünya ülkesinde tüm insanlar ellerini yanaklarına dayamış tek şeyi düşünmekteler. Coronayı... 

   O çılgın koca dünya ufacık bir köy meydanına dönüverdi sanki. Köy sakinlerinin hepsinin tek seferde alaşağı edilmesi artık o kadar kolay geliyor ki gözümüze. 

  Biliyorduk ama anlayamıyorduk. Onun ol demesi altında pinekleyip duran acizleriz aslında. Hepimiz anlayabiliyoruzdur inşaallah. 


   

10 Mart 2020 Salı

Nöronlar

Bir ağacın dallarıyla bir beynin nöronları çok benzer birbirine. 
Dallar,  nöronlar... 

Uzaklardan bir kuş gelip konar ağacın dallarından birine. Tam meyveyi didikleyip zarar vereceği sırada bir rüzgâr eser, uçar gider kuş. Zarar veremez. 

Uzaklardan bir acı hatıra gelip konar nöronlardan birine. Tam köklenip acı vereceği sırada bir "hamd" rüzgârı eser zihninde. Her şeye rağmen yaradana kul olma rızası serinletir ruhunu. Acı hatıra, uçar gider nörondan. Zarar veremez. 

Beyin sağlığı önemli. Dallar ve nöronlar...Teşbih güzel şey. 
Huzurlu vakitler olsun canlar. 
Fotoğraf, Ayrancılar /İzmir 

4 Mart 2020 Çarşamba

Dalıp gidiyor insan

   Bugünlerde dalıp gidiyorum. Değişik şeylere...Değişik zamanlarda...

   Bir mülteci babanın kafasındaki hayati cennet topraklara meselâ.

    Doktor olmak isteyen ama okula bile gidemeyen bir mülteci yavruya... 

    Ya o çadırda günü tüketip yeniden sabaha uyanan mülteci anne... O da bugün ne yemek yapsam telaşı yaşıyor mu gün içinde? 

    Ömrünü iyisiyle kötüsüyle geçirip son demlerine gelmiş ihtiyar mülteci ya... O ömrün akıbeti vatan vatan savrulmakla mı geçecekti cancağızım. 

    Düşünmek çare değil ama farkında olmadan dalıp gidiyor insan. Vatansız kalmış bedenlere, vatanına ve milletine... 

    Rabbim çaresi tükenmişlerin dertlerine deva versin bu mübarek günlerde. Bizim de vatanımıza milletimize selamet versin inşaallah. Şehitlerimizin makamı nurlansın, ordumuzun gücüne güç eklensin yüce katından Mevlânın. İnşaallah, inşaallah. Aşıp geçiverelim şu günleri göz açıp kapayıncaya kadar.