9 Temmuz 2019 Salı

Bu hafta sonu...

   Dün döndük Anadolu'nun ücrasındaki o güzel köyden. En yüksek tepesinden çektim bu fotoğrafı. Neler öğrendim neler... Neler mi ?

   Eskiden köyün delikanlıları evlenmek istedikleri kızların evine girip saçlarını keserlermiş. Yani bir tutam saçı kesip alıp kaçıyor eleman. Böylelikle kıza şu mesajı veriyor: "Tamam artık sen benimsin. Senin namusun benim elimde." Ya da kız ve kız evi bu mesajı alıyor. Ve bu evlilik mecburen gerçekleşiyor. Burdan bakınca facia değil mi :) Ama o dönem bu çok romantik bir hareket olarak kabul edilirmiş ve kızlar koşa koşa o evliliğe atlarmış :) Bizzat o kızların  birinden dinledim bu hikayeyi. Tabi o kız artık bir nineydi :))

   Dehşetül vahşet lakaplar öğrendim sonra. Yani bunlara artık nasıl lakap denilirse. Daha çok hakaret ya da rencide edici takma isimler gibi geldi bana. Mesela bi tane kadına sürekli "Kemeölüsü" denilirmiş. Keme eşittir bildiğin fare ! :)) Kadın çok çelimsiz ve soluk benizli biriymiş. Bu yüzden ona bu lakabı takmışlar. Bence bunu duyan kadın zaten ruhen öldürülmüş bi yerde :)) Ha bir de "Abdal değneği" demişler birine. Buradaki abdal kelimesi de bildiğimiz manada derviş anlamında değil de safça kişiler için kullanılırmış. Bu adam da kuru yarı esmer biri olduğu için değneğe benzetilmiş garibim. Daha neler neler :)

   Sonra seksen yaşını geçmiş bir nine eşimi karşısına alıp ciddi ciddi akıl verdi :" Bak yavrum bu kızı dizinin dibinden hiç ayırma. Sakın haa çalıştırmaa ! Sürekli cebine parasını koy.Bol bol koy. Koy ki gönlü çalışmaya meyletmesin. Eline elin eli değen ne yapsın eri ?!!" Feministler şahlanırdı herhalde bunları duysa ama bizim için tatlı bir ninenin safça iyilik yapma şekliydi sadece. Güldük geçtik :)

   Ha bi de şunu dinledim. Eskiden köydeki her evin altında birer ahır olurmuş. Yani hayvanların bağlı olduğu bir bölüm. Sabah olunca bu ahırların kapıları ev sahipleri tarafından açılırmış. Ve köyün çobanı bu ahırdan çıkan hayvanları (koyun, keçi, v.s.)  alıp köyün ilerisindeki yeşilliklerde akşama kadar otlatırmış. Akşam olunca ise geri getirdiği hayvanları ahırlara elleriyle bırakmazmış. Her hayvan evin kapısına kendisi gelip bağırırmış ve ev sahibi inip ahırın kapısını açar hayvanını içeri sokarmış. Yani hayvanlar kendileri evlerini bilip önüne gelince sürüden ayrılırlarmış. Tıpkı oyundan eve dönen çocuklar gibi :))

   Güzel bir hafta sonu oldu şükür :) Öğrendiklerimle zenginleştiğimi hissediyorum yine. Bu arada Anadolu kültürünün misafirperverliğine ve ısrarla yedirme geleneğine yine vuruldum istemsiz. Ne temizlik ne duruluk... Ha bir de gece el ayak çekilince köyün ıssız atmosferine bittim. Mis gibi havasına keza aynı saatlerde... Ah dedim yaşanacak yer ! Ben Egeliyim. Bana göre batının ihtiyacı var bu kültüre.
   Eşim sevmiyor ben kadar. Isınmamış hiç o köye. Ailesi o köyde doğup büyümüşler halbuki. Köyde bir sağlık ocağı bile yok. Okul yok. Hiç bir şey yok. Belki de ondan ısınamıyor. Bu yönleri kötü tabi. Ama yine de atmosferinde taşıdığı yalınlık benim içimi ısıtıyor her gidişimde.
   Bi ara ona dönüp şöyle dedim : Belki emekli olunca gelip buraya yerleşiriz, ne dersin ! :)) Bana şöyle dedi :
Bunu yaparsak burada sıkıntıdan seni yer bitiririm herhalde fikir senden çıktığı için :))))

Güzel günler olsun ahali ! Umarım sizin hafta sonu da keyifli geçmiştir. Ben şimdi uzun zamandır yapmadığım bir şey yapıcam ve blogları ziyaret edicem. Çünkü özledimmm ! :)))

Sevgiler !

 




15 yorum:

  1. Keyifle okudum, emeklilikte güzel yermiş aslında :)

    YanıtlaSil
  2. Ne güzel anlatmışsın gittiğin yeri, insanlarıyla birlikte. Lakap takmaya pek bi meraklıyız nedense. Benim de var çevremde öyleleri. Ama kimse kendi lakabını bilmiyor. Özel şifrelerle konuşulup gülüşülüyor:))

    Yalınlık, sakinlik ilk üç gün, bilemedin on üç gün. Sonrası malum :))

    Sevgi ve selamlarımla :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Demek ki köy şehir fark etmiyor bu lakap konusunda Yıldızcım. Yani şehirde yaşadığını sanıyorum yanılmıyorsam. Ve evet haklısın galiba. İki üç gün geçince sıkılmaya mı başlardım acaba. Sağolasın canım :)

      Sil
  3. HARİKA BİR YAZI İSTİRİDYE AVCISI:) ÇOK GÜZEL ANLATMIŞSINIZ AĞZINIZA SAĞLIK. FAKAT BEN YAZIYI KEYİFLE OKUMAMA RAĞMEN ANLATTIĞIN YÖRENİN NERESİ OLDUĞUNU ÇIKARAMADIM. BİLMİYORUM BEN Mİ DİKKATSİZİM? BU ARADA BLOGLARI BOL BOL GEZECEĞİM DEMİŞSİNİZ YA! ÇOK İYİ BİR KARAR VERMİŞSİNİZ. BENİM YAZILAR ANA BABASINDAN ŞEFKAT GÖRMEMİŞ ÇOCUKLAR GİBİ BİRİSİNİN OKUMASINI BEKLİYOR. SATIR SATIR OKU VE YORUMLAR YAP ÖZELLİKLE DE ŞİİRLERE OLU MU?:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağolasınız Fatih bey çok teşekkürler :) Bahsettiğim her Konya nın Beyşehir kasabasına bağlı bir köy. Özellikle isim vermedim belki oraya ait biri vardır kırılır filan diye :) Ama şimdi söylemiş oldum işte :)) Evet mısralarınızı okudum ve yorumladım dün. Elimden geldiğince uğramaya devam ederim. Anne şefkati bizden sorulur ne de olsa :))) Kaleminize kuvvet diyeyim şimdiden :)

      Sil
  4. Köyleri severim :)
    Biz aslen Bulgaristan göçmeniyiz, büyükler ilk trakyaya göçmüş , sonraki kuşak da İstanbul. O yüzden yazları gidebilecegim bir köyüm olmadı hiç. Ama bir dönem anneannem Amasya'nın yemyeşil, çok güzel bir köyünde yaşamıştı ben küçükken.
    Ziyarete gittiğimizde o doğallığı, o organikliği çok sevmiştim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel anılar kalmıştır sana ne güzel Küçük hanımcım. Ben de minnak yerleşimleri seviyorum sen gibi. ma sürekli yaşamak nasıl olur bilemiyorum aslında pek. Sağolasın, sevgiler :)

      Sil
  5. Evet ben de hiç sevmemişimdir bu dalga geçme olayını. Koskoca insanların da bu işi yapması bir tuhaf.

    YanıtlaSil
  6. geçen gün eşim havai fişek organizasyonu ile ilgili birileriyle telefonda konuşuyordu... "köpeğe söyledim" dedi... Allah Allah, bu köpek çok kızdığı biri mi, bildiğimiz köpek mi, derken öğrendim ki adamın birinin lakabı köpekmiş. kimse adını bilmiyormuş, herkes köpek diyerek sesleniyormuş... adam da köpek olduğunu biliyormuş zaten... :)))

    YanıtlaSil
  7. Ah gidi... İşte bize göre facia gibi geliyor böyle şeyler ama insanoğlu lakap olayına çoktan alışmış. Galiba şöhretin her türlüsünü seviyoruz ve de reklamın iyisi kötüsü olmaz diyoruz da o sebep bu kabulleniş :)) Sağolasın canım, sevgiler :)

    YanıtlaSil
  8. Ne güzel tavsiyeler hepsi de çok doğru ☺️

    YanıtlaSil
  9. feministler şahlanırdı :))) çok güldüm çok...nerden buluyorsun bu lafları...alemsin çok....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah bu kafa nelerden çalıp sırf bu lakırdılara enerji harcayıp durur bi bilsen takvimcim :)) Öpüyorum çok;)

      Sil

Düşüncelerini yazabilirsin...