Kuşadası'nda...

   Bu hafta sonu da  Kuşadası'nda geçti şükür. Daha önce de bir kaç kez  gittiğimiz otele Cumartesi günü giriş yaptık. İsim vermeyeyim reklam olmasın. Beş yıldızlı bir otel ama ben sevemedim gitti evlendim evleneli. Yine de bin şükür her dakikasına... 

   Gezmeye gittiğimiz coğrafyalarda küçük pansiyonlarda kalmayı daha çok seviyorum ne yalan söyleyeyim. Önemli olan mekanın  temiz ve çeremdeki insanların tevazu sahibi nezih insanlar olması benim için, sanırım ondan... Robot gibi çalışan asık yüzlü otel çalışanlarına ve" para bende hepiniz kölemsiniz" tavrıyla dolaşan otel müşterilerine halen alışamadım gitti sanırım :) 

Oysa ki Mevla tüm zenginliğin sahibi olmasına rağmen ne cömert ve ne merhamet dolu değil mi. Şu manzara en güzel örneklerden biri mesela. Bünyedeki her zerreye ulaşıp büyüleyen sınırsız bir renk şöleni...  Her gidişimde gün batımından  bir kare almazsam olmaz :) 

Cumartesi gündüz çok hafif yağmur çiseledi. Denize düşen damlalar, ılıman bir hava, dalgaların seslerine karışan yağmur sesini dinlemek....O an  bir başka şükür zirvesiydi... 

Bu otele özellikle kış aylarında gitmeyi tercih ediyoruz. Etraf daha sessiz oluyor.Rahatsız edici görüntüler olmuyor  ve size kalan sadece hoş panoramik manzara ve bolca huzur oluyor. Şükür... 

   Canımm tatlım eşim kişisiyle birlikte içilen çaylar da şifa olmuştur inşaallah... Onu bana verene de şükür bir milyon kere :) İki ayrı ruhken bir olabilmek güzel şey şu ömürde ;)  (Ha bu arada çayını yalnız içen bekar okurlarıma da en güzelinden hayat arkadaşları göndersin en kısa zamanda Mevla ve eşi olanlara da huzurla birlik beraberlik nasip etsin ömür boyu,hadi inşaallah dua niyetine:))

   Her sahil mektup değil mi az biraz. Yazılıp silinen satırlar sanki her dalga, içli bir mektup sayfasına.  

   Pazar günü Kuşadası merkeze doğru kıyı boyu yürüyüş yaptık. Tıklım taklımdı kıyılar. En tenha yerinden bir kare alıverdim hemencik :) 

   İnsanlar denizi seviyor, saflığı yani... Görsel zevk bu yönde en azından. Dilerim ruhlarımıza da sevdirilir o saflık. Diğer yandan her birimizin denizlere eş genişlikteki ruhları da birer damla misali hacimlere hapis kalmaktan kurtulur günün birinde dilerim  inşaallah (Önemli bir şey söyledim ama bu çook uzun anlatılası bir şey aslında:))

   Dönüşte Selçuk'taki bu şirin camiye uğradık. İshak Paşa Cami'siydi sanırım. Minnacık bir mekan ama atmosferindeki huzur çok büyük. Belki de tarihinden... Bin üçyüzlü yıllara dayanan geçmişinden... :)

   Gezdirip dolaştıran, tefekkürüyle ruhlarımıza şifa veren Rabbimize bin şükür. Daha çok gezdirsin sağlıkla sıhhatle hepimizi ve daha etkili tefekkür kapıları açsın her seferinde ruhlarımıza inşaallah :) 
Siz neler yaptınız peki hafta sonu canlar ?

Sevgiler olsun hepiciğinize ! ;)