25 Ekim 2019 Cuma

Yaşadığım öyküler/Ters köşe

   Hiç sevmiyordu kayınvalidesini hiç. Kim seviyordu ki zaten ? Herkes bu konuda  problemliydi yaşadığı  devirde. Kendisininki neden farklı olsundu ki. 
    O, ne kadar neşe dolu içi kıpır kıpır biriyse yaşlı kadın bir o kadar huysuz ve mutsuzdu. Frekansları bir türlü tutmuyordu. Kayınvalidesi yaptığı şeyleri de beğenmiyor, hep bir eksik buluyordu. Bir insan nasıl bu kadar tatsız bir  ruha sahip olabilir düşünüp duruyordu genç kadın. 
    Günlerden bir gün, aynı evde tüm günü yalnız geçirmeleri gerekti. Püfledi içinden genç kadın. Şimdi akşama kadar surat çek bakalım diye düşündü. Diğer yandan canı da fena halde  laflamak istedi. "Bi çay yapalım mı anne ?" Diye sordu kayınvalidesine. "Hem de biraz muhabbet ederiz" diye ekledi. Beklemiyordu yaşlı kadın. Gençler pek muhabbet etmeyi sevmezdi kendisiyle ne de olsa. Daha çok yemeklerini severdi çevresindeki evlatları ya da torunları. Anca yemek yapsındı, eksiklerini tamamlasındı, hayatını onlara adasındı... Ya sonra ? Boşa geçmiş bir ömür. Böyle düşünüyordu yaşadığı hayatla ilgili. 
    Çay demlendi. "Anlatsana anne biraz eskileri" dedi genç kadın. Yaşlı kadın önce sitemli başladı sözlerine. Siz bilmezsiniz, size göre yaşamaya ne var, gibilerden dokundurmalarla açtı ağzını. Aldırmadı genç kadın. Bir köprüden geçebilmek için bilet gibi gördü bu sözleri. Bileti kestirip köprüye atladı.  Canı dinlemek istiyordu ya gerisi ne gam. Yaşlı kadın anlattı anlattı... Saatler geçti. Zaman tünelinde çılgın seyahatler yaptılar birlikte. Yaşlı kadının çocukluğuna uzandılar,gençliğine,en taze demlerine... En ufak detaya kadar anlatıyordu yaşlı kadın. Bir roman okur gibi geldi tasvirler genç kadına. İçine girdi eski zamanlarım. Sahneler bir bir canlandı. Ve o dönemin koşullarındaki sertliği iliklerine kadar hissetti genç kadın. Çünkü dinlerken ciddiydi. Cidden o döneme gitti ve yaşlı kadının yaşadıklarını kendi başına gelen şeylermiş gibi hissetti. 
    Genç kadın yorulmuştu. Yıpranmıştı. Sadece kanepede oturup çay içerken... Bulunduğu ana ani bir şokla ışınlandığını fark etti. Karşısında huysuz bir kadın yoktu artık. Çayı tazeleyeyim diye aldığı bardakla mutfağa attı kendini. Dem bardağa akarken düşünüyordu : Acaba benim başıma bunca şey gelse yaşlılığım nasıl olurdu. İçi kıpır kıpır ukala geline bir şey anlatasım gelir miydi ? 

Güzel hafta sonları dilerim canlar. Olaylara ters köşelerden bakalım mümkün olduğunca olur mu ?  
Sevgiler herkese... :) 

25 yorum:

  1. yaa o kadar duygulu ki bu yazı.. annemin babaannesi geldi aklıma. 112 yaşında vefat etmişti. huysuzdu aksiydi hele son zamanlarda hayaller görmeye gördüğüne inanmaya başlamıştı. bir tek beni çok çok sevdiğini hissederdim diğerlerini o kadar önemsemezdi sanki. cebindeki şekerleri ağaçlarındaki erikleri kirazları kıskanırdı herkesten sadece bana ses etmez hatta ikram ederdi. belki de ben kedi gibi sürekli dizinin dibinde dolaştığım için gönlüne yer etmiştim bilemiyorum. anneannem pamuklar gibi sarıp sarmalar bakardı ona ama nine evde durmaktan sıkıldıkça pencereye gider bana eziyet ediyorlar diye bağırırdı. onun bu hallerinden şikayet ederlerdi. anneannem bir şey demezdi ben ona çekmişim huy olarak. ben çok kızardım nine hakkında kötü söyleyen olursa. düşünürdüm çünkü. onca uzun bir ömür neler yaşadı kim bilir. gençliği de zor yıllarda geçmiş üstelik çok şey atlatmış. son zamanlarında da yerinden kalkmak bile zordu onun için. kendimi koyardım onun yerine. ona edilen laflar bana edilmiş gibi acıtırdı içimi. ay neler hatırladım gözlerim doldu resmen :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nineyi gözümde canlandırmak hiç zor olmadı biliyo musun :) Var öyle bir kaç tanıdığım hatun kişi. Kendi konfor alanlarına kolay kolay da eleman almazlar. Seni aldıysa muhtemelen zararsız gördüğü en yakını olarak seni tayin etmiştir. İhtiyarlarımız belli bir yaşı aşınca onları pek dikkate almıyoruz. Saygı duyuyoruz güya ama bu saygı daha çok yerinde otur cinsinden bir emir kıvamında oluyor. Önca yaşı geride bırakan canlar da buna katlanamıyor ve olanlar oluyor haliyle :) Senin hikayendeki gibi yani işte. Sağolasın canımcım sıcacık içten yorumun için. Ve o dönemdeki empatin için de tabi ;)

      Sil
  2. Kayınvalideler haklarında yaratılan olumsuz algı sebebiyle 1-0 yenik başlıyorlar maça. Oysa kadın-erkek, genç-yaşlı, dil, inanç ve ırk farkı gözetmez insanın iyisi ve kötüsü.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Son cümle ne güzel, gerçekten de öyle... Teşekkürler:)

      Sil
  3. İnsan ön yargısız dinleyince karşısındaki ile empati yapabiliyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dinleme sanatı diye bir şey var. Kolay değil o sanat. Dilerim daha fazla icra ederiz.

      Sil
  4. RAHATINI BOZUP OLAYLARA TERS AÇILARDAN BAKMAK, YARINLARI DÜŞÜNMEK GALİBA İNSANLARIN EN SON YAPTIĞI ŞEY. BU YAZI BU ANLAMDA FARKINDALIK OLUŞTURABİLİR. ÇOK TEŞEKKÜRLER BİLGE HANIM.:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir tanecik kalpte farkındalık oluşsa kârdır :) O sebeple yazıyorum, yazdıkça yazıyorum :) Ben teşekkür ederim Fatih bey.

      Sil
    2. RİCA EDERİM, BU KONUDA BEN DE SİZİN GİBİ DÜŞÜNMEKTEYİM. TEŞEKKÜRLER.

      Sil
  5. Babaannem geldi aklıma son zamanların da o kadar çok sohbet etmiştik ki şimdi çok duygulandım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet büyüklerimizi kaybettiğimizde anlıyoruz değerlerini. Olmadık bir yerde anılarıyla hüzünleniyoruz sonrasında.

      Sil
  6. Ne güzel bir konuya parmak basmışsın, çok sevdim bu hikâyeyi :)

    YanıtlaSil
  7. :)

    Empatinin barış yaptıracağı şekilde olsa her şey..

    YanıtlaSil
  8. Çok güzel yazmışsın gerçekten seviyorum senin böyle güzel yazılarını:) çocukluğum geldi aklıma o kocaman kalabalık ailede büyüdüğüm zamanlar geldi aklıma ... emeğine sağlık canım benim sevgiler ..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kocaman bi aile büyük nimet bence canım vak kıskandım şimdi seni :) Sevgiler :)

      Sil
  9. Hayatta hiçbir şey sebepsiz değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet her örnek biraz daha altını çiziyor bunun.

      Sil
  10. empati deyip geçiriyoruz da aslında öyle gerekli ki. sıcacık bi hikaye.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok gerekli... Hem bireysel hem toplumsal huzur için gerekli...

      Sil
  11. Eşimin babaannesi geldi aklıma. Çok sert ifadeli, ciddi bir kadındı. Zamanında kayınvalidemi defalarca kez zor olur olmadık yerde durumda bırakmış, hatta çoğu defa ihtiyaç duyulduğunda da yüz oğlunu, torununu bile üstü bırakmış. Kayınpederim çok dillendirmek istemese de kabul eder tüm bu hikayeleri. Ama babaanne hastalanıp da hastaneye yatırılınca bir sakinlik, bir pişmanlık çökmüştü üstüne. Hep kayınvalidemle konuşup ona iyi davranıyordu. Üzerine bir mülayimlik gelmişti. Öldüğünde delice ağlamıştım çünkü o son günlerinde çok sevmiştim babaannemizi. Allah yaşayanlara sağlık sıhhat versin, vefat edenlere rahmet eylesin. Benim kayınvalidem de çok sever her şeyin doğrusunu anlatsın, öğretsin :D Bazen olması gerektiği gibi "Tamam annem" deyip hallediyorum mevzuyu ama bazen isyaaaaaan :))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hastalanınca bir sükûnet geliyor hepimize de doğru. Ah keşke geçici olmasa ve de sağlığın içine de yerleşse o güzel hâl. Babaanneye rahmet dilerim. Ne güzel anlatmışsınız siz de. Ayrıca aman isyana dikkat ve bol sabır... :)

      Sil
  12. Hayat hepimizi fırında ateşin önünde pişiriyor hepimiz yaşımızın genciyiz veya çocugu ve hepimiz baba adayı anne adayı kayın valide adayı kayın baba adayı ama sonuçta bizde olacagızki biraz sevgi biraz saygı herşeyi halleder yeterki kafamızdaki sınırları kaldıralım empati yapalım için teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  13. Empati yapmak her zaman aklımıza gelmiyor.Çünkü olaylara hep olduğumuz yerden bakıyoruz kuş bakışı bakmak işimize gelmiyor. Geniş açılardan bakabilen insanlar mutlu oluyor. Ben teşekkür ederim. Hoşgeldiniz.

    YanıtlaSil

Düşüncelerini yazabilirsin...