12 Ocak 2020 Pazar

Basit yaşamak

 Hayatım boyunca kaotik şeylere hiç girmedim. Herhangi bir şey eğer fazlaca karmaşıksa oradan uzaklaştım hemen. Yani kişisel gelişim kitaplarının yazdıklarının tam tersini yaptım. Çözmeye çalışmadım. Hayaller, renkler, estetik, zerafet, duygular  v.s. İlgilendiğim şeyler bunlar oldu genelde.  

Neden böyle oldu bilmiyorum. 0/7 yaş aralığımdaki bazı ebeveyn ihmalleri olabilir. Mesela çocukluğumda çok tv izlerdim. Genelde etrafımdaki herkes beni konuşturmaya çalışırdı. Herkes tarafından çokça şımartıldım. Sevgi manyağı yapılır mı bi insan. Ben yapıldım. Annemin dedikodusunu yapmayacağım şimdi burda. Ama bence bu ve benzeri bi takım eğitim falsoları, mücadele ve sorun çözme kabiliyetimi köreltmiş olmalı. Çünkü çocukluğumda tüm sorunlarım etrafımdakiler tarafından itinayla çözüldü hep. 

Diğer yandan, içimde bitmek bilmeyen bir yaşam enerjisi oldu hayatım boyunca. En zor zamanlarda bile dibe vurmama engel olan bir enerjiydi bu. Şimdi bu da iyi mi kötü mü o da tartışılır. Ara sıra dibe vurmalı bi insan bence çok sert olmayacak şekilde. Neyse ne diyordum.  Yaşam enerjim... Daha sonraları da insanlar bu yaşam enerjisini çok sevdiler. Çok sayıda insan bu enerjiden beslendi de. Zerre miktar sakınmak gelmedi aklıma bu enerjiyi paylaşma konusunda. Yedisinden yetmişine geniş bir yelpazeyle hem de... 

Üzerimizde oluşan donanımlar hep bizi koruyan kollayan cinsten şeyler. Mevlânın bize olan sınırsız sevgisinden olsa gerek. Ben sorunlardan kaçtıkça yaşam enerjim arttı. O arttıkça çevremdeki hayran kitlesi arttı. Sorunlar azaldı. Beraberinde benim çözüm yeteneğim de azaldı tabi... Çözüm yeteneğim yok ama çözülüyor ufak tefek  sorunlar bi şekilde şükür. Sorun çözmede yetersiz olsam da kimsenin başına sorun olmamaya azami özen gösteriyorum o da ayrı. 

Şimdilerde bakıyorum kendime. Yaşıtlarımla aramda devasa farklar var. Kırk yaşında kadınlara bakıyorum, çoğu telâşlı, hırslı, kaygılı ve çilekeş... Çözümleyecek bir sürü sorunları ve benimkinden çok daha maharetli çözüm kabiliyetleri var. Ama yine de çok yıprandıkarını söylüyorlar. Oysa yaşadıkça yıpranmak yerine parlamalı değil mi insan ? Bence öyle... 

Hep basit yaşamayı tercih ettiğim için halen enerji doluyum. Konuşmayı, gülmeyi,  sıcacık ilgiyi alakayı seviyorum. Samimiyeti seviyorum. Ama ihtirası sevmiyorum. Yüksek topuklar midemi bulandırıyor. Hep spor ayakkabı olmalı ayaklarımda. Rahat,özgür ve her an için beni ortamdan kaçırabilecek nitelikte...  Bi sorun çıkarsa diye. 


Elbette her şey bu kadar basit değil. Hayatta mecburiyetler var bi de. İstenmeden omuzlara binen ağırlıklar var. İstese de basit yaşayamayanlar var elbette. Ancak gözlemlediğim bir şey var : Bir insan ne kadar çok ihtirastan vazgeçip hayatını sadeleştirirse o kadar fazla yaşam gücüne kavuşuyor. Yani demem o ki tuttuğunu koparanların eli hep dolu oluyor evet ama kalpleri çok yoruluyor. Çabuk yoruluyor. Yazık oluyor. Çoğu hayat yaşadıkça parlamıyor, tam tersine yıpranıyor. 
Sorun büyük. O zaman kaçtım ben. 

16 yorum:

  1. Sonuna kadar katılıyorum umarım hep parlayın 🤗

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah hepimiz...Hepimiz de inşaallah. Sağolasınız.

      Sil
  2. Özendim. Kendini böylesine tanımana, dinginliğine, huzuruna... O topuklu ayakkabıları ve hiç eksik olmaya makyaj ve ojeleriyle her şeye yetişen kadınlara da özeniyorum. Ben hep arada sıkışıyorum. Ne spor ayakkabının verdiği his gibi rahat olabiliyorum, dingin, huzurlu... Ne de her şeyi çözecek kabiliyetteyim topuklu ayakkabılarla bile koşabilenler gibi... Aradayım, araftayım, bitmeyen bir kendini bulma çabasındayım. Keşke sadece basitçe kabullenebilsem her şeyi olduğu gibi. Çok güzel yazıp anlatmışsın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazı konularda arafta olduğum yerler de var canım ya. Belki bahsederim onlardan da. Bence kendini bilen birisin ama sen. Yazdıklarından öyle anlıyorum en azından. Belirsiz alan da bir mekân ve yerinin orası olduğunu biliyorsan ona göre davranmayı da bilirsin bence. Çok mu felsefik oldu bilmem ama böyle bence ;) Çok teşekkür ederim samimi sıcacık yorumların için. Sevgiler:)

      Sil
  3. Ne güzel, enerjin yazınla da dağılıyor etrafına sanki:) Çocukken sevilmenin çok faydası olmuş kesinlikle.Sorunlu ortamlardan kaçmak iyi güzel de herkes yapamıyor, kimi balıklama dalıyor ,kimi de kendini direkt içinde buluyor. Herkese sorunsuz günler diliyelim.Sade yaşam bence de en güzeli.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağolasın Mehtap çok teşekkürler. Hep söylerim bloğun en güzel yanı seni anlayabilen insanlar için yazmış olmak. Duana yürekten amin :)

      Sil
  4. ihtiras ölümcül bir zehirdir

    YanıtlaSil
  5. Ne güzelsiniz. Sade, samimi ve ferahlatıcı :)

    YanıtlaSil
  6. Evet bu biraz şeyle de alakalı insanın gözü doymuyor ve en tepesindeyse sanırım herşey mübah gibi kör oluyorlar sonucu da vah vah oluyor.
    Biraz kabullenmek ve yetinmek bize yük yerine hafifliği bırakıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel demişsin o ihtirasın sonu için. Gerçekten de "vah vah oluyor" o sonlar. Herşeyin sonu gelecek diye düşünmüyor bazı insanlar çoğu zaman ölümsüz hissediyorlar kendini. Sevgiler canım.

      Sil
  7. O zaman ben yazıdan şunu anlayabilirmiyim bir sıkıntı veya sorunumuz olursa çözüm yeri olarak size gelmeliyiz :) Yaşam enerjinizin tükenmemesi dileği ile..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok iyi değilim sorun çözme konusunda ama psikolojik bişeyler olursa belki... Çok teşekkürler, amin :)

      Sil
  8. bende spor ayakkabı severim rahat ve özgürlük 😊😁 Yaşam Enerjin hep olsun inşallah canım benim 😊 sonunda kadar katılıyorum yüreğine sağlık sevgiler canım benim 😊🌸

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Spor ayakkabı seven insan iyidir ! Diyerekten bi akim bile başlatabilirim o kadar diyeyim;)) Sevgiler benden de canımcım :)

      Sil

Düşüncelerini yazabilirsin...