Aslında bu fotoğrafı koymayacaktım. Yani cesaretle ilgili bir şeyler karalamak istedim ama fotoğraf seçerken elim yanlışlıkla bu fotoğrafa dokunmuş ve de bloğa aktarmış oldum böylece. Hay Allah dememe kalmadan bu tatlının da cesaretle ilişkisini anımsayıp bu fotoğrafın aynen kalmasını istedim. Yazının sonunda neden bahsettiğimi açıklarım.
Hayatta tanıdığım bazı insanlar var. En zor şartlarda en çetrefilli işlere atlayıp bir çırpıda çözüyorlar. "Başlamak bitirmenin yarısı" sözünü somut bir hale getiriyorlar adeta. Benim kafamda "acaba olur mu, yarı yolda kalır mıyım, ya şöyle şöyle olursa da beceremezsem" gibi bir sürü soru yer kalabalığı yaparken cesur insanlar ateşe atlayan pervaneler gibi işin üzerine atılıp bir çırpıda bitiriyorlar.
Bir keresinde bir vakıfta gönüllü çalışırken, vakıf başkanı abla vakıf binasının bir kısmını tadilata sokmaktan bahsetmişti. Ben ve benim gibilerin içinde soru kelebekleri uçuşmaya başladı tabi hemen. "Bunun için bütçe lâzım, iş gücü lâzım, vakit lâzım. Hepsini aynı anda nasıl temim ederiz? Hem zaten şu anda bile imkanlarımız kısıtlı ki... bla bla bla.." Ama vakıf başkanı abla bizzat kendisi balyozu eline alıp işe koyulunca hepimiz şaşıp kalmıştık. Ve mecburen sürece destek olduk. Sonuç olarak bir kaç hafta içinde çok kullanışlı ve şık bir vakıf binamız olmuştu.
Bazıları da var ki herkesin bir kişi üzerine saldırdığı zamanlarda o kişinin lehine yer alıp destek olabiliyor. Bu da bir cesaret meselesi. Çoğunluğa, karşı duruş sergilemek yani. Bunu yapmayı severim. Eğer gerçekten bir haksızlık varsa ortada yani. Altta kalanın yanında olmak bana pek zevkli gelir. Bu eğilimimin kaynağı çocukluğumdaki bir anı olsa gerek. İçimi ezen bir anı.
Çocukluğumda mahallemizde bir düğün yemeği hazırlanıyordu. O vakitler herkes yardıma giderdi bu gibi işlere. O günkü yemek hazırlığında arkadaşlarla biz de gitmiştik. İçimizdeki bir kıza karşı gıcık olmuştuk sanırım. Her zaman yanımızda olan bir kız değildi. Yabancı sayılırdı. O kız da yardım ediyordu. Herkes sürekli kızın yaptığı işi eleştiriyor ve onu kırıyordu. İşi bırakıp gitmesini ve başbaşa kalmayı istiyorduk belkide. Ben de onlara katılmıştım ve kızı rencide edecek şeyler söylemiştim sanırım. Tam hatırlamıyorum ama çoğunluğa uyduğumu çok net hatırlıyorum. Başkalarına saçma gelebilecek bu ufacık detayın ince bir kıymık gibi halen içimde durup durması çok ilginç. Belki de bu anı yüzünden şimdilerde nerde çoğunluk tarafından linç edilmek durumunda kalan birini görsem onun yanında yer almaya çalışırım. Günah çıkarma eğilimi olabilir ama rahatlatıcı bir eylem.
Mutfakta cesaret de başlı başına bir dosya. Yemeklerin aklı var derdi bir tanıdığım. "Eğer pasif kalıp ne yapacağını bilmez halde görürse seni, iktidarı elini alır ve güzel bir şey yapmana imkân vermez. Sen atlayacaksın yemeğin üstüne, kendinden emin olacaksın ve iktidarı eline alacaksın." Derdi. Kulakları çınlasın. Bi keresinde ablam da buzluktan çıkardığı bir donmuş börülce poşetine şaşkın şaşkın bakarken ben, cesaretin rolünü hatırlatmıştı bana. Ben poşetin içinden az bir miktar donmuş börülceyi nasıl çıkartsam ki diye düşünürken poşeti eline alıp hızla mutfak bankının kenarına çarpmış ve ihtiyacımız olan börülceyi tencereye boşaltıvermişti. Bi yandan da kıkırdayıp "mutfakta hızlı ve cesur olmalısın Bilgecim" anlamında bir şeyler söylemişti. O günden sonra dondurucudan bir şeyler çıkarıp yemekte kullanmak benim için sancılı bir iş olmaktan çıkıvermişti.
Evet bir cesaret örneği gösterip ilk defa yaptığım bu tatlıyı, katıldığım bir akşam yemeğine götürmüştüm geçen hafta. Tatlının içinde ıspanak var. Beğenileceğinden çok emin olmamakla birlikte yine de risk almayı tercih etmiştim. Çok beğenildi.
Cesur olmak, belli dozda olunca müthiş işlevsel bir şey. Bazen ise kaçınılmaz bir ihtiyaç. Onunla ilgili yazacaklarım bu kadar.
Cesaret ve sevgi dolu günler olsun canlar.
Vayyyy Bilge'ciğim nereden nereye geldim yazıyı okurken. Aynı anda ne çok duygu geçiriyorsun bize. Ispanaklı tatlıyı daha önce duymamıştım. Ama tadanların da belirttiği gibi elin değimişse kesin çok güzel olmuştur. Kutlarım bu cesur kadını :))
YanıtlaSilSağolasın Yıldızcım. Senden güzel şeyler duymak ne güzel sevgili öğretmenim :)) İçden gelen bir cesaret oldu tatlı konusunda şükür yüzüm kara çıkmadı :)) Ama postaneden mi alındı bu gibilerden çok sataşma yapıldı da neyse bi dahakine yine aynından yapınca durum netliğe kavuşur o insanların da nazarında ;)) Sevgiler canımcım :)
Silsenin bu güzel yazılarını okumak da bana Cesaret veriyor gerçekten 😊 bazen kendimden bir parça buluyorum cümlelerin de 😊 tatlı severim ellerine sağlık çok güzel görünüyor 😊🌸 Ve güzel kadını bende kutlarım Cesur kadın 😊❤ sevgiler canım benim...
YanıtlaSilBen de bu güzel yorumları alınca nasıl mutlu oluyorum :) Şükür diyorum şükür boşluğa yazmıyorsun şükür:) Sevgiler benden de canım benim ;)
SilCesur olmak halen de çok başımı ağrıtsa da, huy işte, can çıkmadan çıkmayacak. Yorucu. Bir kısım tatmin edici ama. ;))
YanıtlaSilYorucu ama tatmin edici kısmı daha ağır basıyordur eminim :) Bence sev o huyunu ;) Sevgiler Ecehan :)
SilGerçek anlamda başarı cesurların elde edebileceği bir zaferdir. Cesareti olmayanlar başarının lezzetini bilemezler.
YanıtlaSil:) İşte tam bi "beyaz yakal" yorumu:) Çok teşekkürker.
SilCesaret bazen zor bazen de kolay gibi gözüyor galiba bu biraz da kişinin olaylara bakış açısından kaynaklanıyor :)
YanıtlaSilEvet o bakış açısı da doğuştan sahip olduğu kültürle alakalı sanırım. Yani her şey çocukluktaki eğitim konusuyla bağlantılı biraz. Yorum için teşekkürler ve sevgiler:)
SilÇok büyük bir cesaret örneği göstermişsiniz tebrikler ıspanaklı tatlı hiç yemedim ilginçmiş :)
YanıtlaSilEvet risk almak gerek bazen :) İyi ki almışım dediğim risklerden biri oldu. Çok teşekkürler:)
SilKıyamam sana Müfred ya :) İyidir ezilen taraf olmak ama ;)
YanıtlaSilBirilerin linç edilmesinden hiç hoşlanmıyorum ve susturmak konusunda üstüme yoktur sizinde böyle yapmanıza çok mutlu oldum herkes hata yapar tabii çok üzülmeyin. (:
YanıtlaSilSağolasın canım. Yapilan hatalardan çıkarılan derslerle yeniden şekil vermek ruha... işte o biraz zaman alıyor.
Sil