Büyük planların insanı olamıyorum. Günlük bile olsa plan yapma alışkanlığım yok. Bazılarına bakıyorum da bir hafta içinde nerede ne yapacağının çizelgesini yapıyor mesela. Kişisel gelişimciler de bas bas bağırıyor halen, plan yapın diye. Yok bende yok.
Buna neden olan travmatik değişiklikler oldu hayatımda. Kuvvetli hislerle yapıp inandığım planlar hayal oldu. Hatta bi baktım, her şeyin tam tersi oldu. Bu Mevla'nın "Fazla heyecan yapma, planları ben yaparım" deme şekliydi belki.
Sonunda kabullendim. Plan yapmıyorum. Vakit önüme neyi getirirse onu yaşıyorum. Ne varki insan, hayatının düzgün ve istikrarlı yürümesini de istiyor tabi. Bu kapsamda bir şeyler yapmak da istiyor. Ben de planı yapanla aramı güzel tutmaya gayret ediyorum ve de en küçük an dilimlerini planlayıp vakti boş geçirmemeye gayret ediyorum. Plansız ama sorumsuz değil, ihtirassız ama miskince değil... Böyle bir tavır işte. Her zaman başarılı mıyım tartışılır... Ama yine de çılgınlar gibi yıllık plan yapıp her şeyin alt üst olmasını izlemekten daha iyidir.
Mesela önceleri, gün içinde ne okumayı ya da neyi öğrenmeyi planlarsam bir asker edasıyla başına geçiyordum. Bu denli plan gerilim yaratıyor ve okuduğum ruhuma ulaşmıyordu. Ulaşsa da bir duygu birikintisi oluşmadığı için kalıcı olmuyordu. Şimdilerde okuma işini de dsiplinden azade kıldım. Güne başlarken niyetime alıyorum çoğu zaman: "Allah'ım bugün ne yaparsam senin rızan için olsun" diye. (Çünkü niyetlerimiz devasa önem taşıyor hayatlarımızda.Niyet demek kim olduğun demek. Ama bu başka bir yazının konusu. ) Gün dolu dolu geçiyor o vakit şükür. Karşıma çıkan şeyler okuduklarımdan daha etkili oluyor ve elime tevafuk eseri alıp okuduklarım daha bir kalıcı oluyor. Çünkü plan yapma kibrini taşımıyorsun o vakit. Yaradana emanet ediyorsun varlığını. Tüm planların sahibine yani. O müfredatı hazırlayıp önüne koyuyor.
Hayatımın bir dönemimde kişisel gelişimciler mürşidim olmuştu, şu anda çoğu delikanlı türk gencinde olduğu gibi... Zaman gülümsüyor sanırım böyle zamanlarda. Devam et diyor devam et... "Sana ben neler göstereceğim gör bak." Sonra aynı o zaman, her şeyin ne kadar da yalan olduğunu gösteriyor. Çırpınıp durmanın tamamen safsata olduğunu. Kişisel gelişimcilerden daha güvenilir bir mürşide ihtiyacın olduğunu hatırlatıyor sana. Sonra onu buluyorsun. Ve sükunete bürünüyor her şey. En azından şükür ki benim çizgim bu şekilde yön buldu. Yok illâ da kişisel gelişimciler mürşidimdir diyenlerin halen çırpındığını görmekteyim.
Sonuç olarak beni plansızlığa iten trajedik zaman dilimleri için bir teşekkür borçluyum Mevlaya. Dünya hayatı çok kısa. Kısa ama çarçur edilesi de değil. Çok özel bir yolculuk. Anlamına uygun sindire sindire yürümek lâzım bu yolda. Krokilerle çılgına dönmüş hız tutkunu ruhlarla değil... Belki patikalara evrilir ya da büyük ana yolların ayrımına gelirsin ama plan yapmadan yürümelisin. Varış yerinde seni bekleyenin isteğine uygun adımlarsan yolu, hiç plan yapmasan da sükunet ve sevgiyle tamamlarsın onu.
Bugün de bu kadarlık :)
Sevgiler olsun canlar.
Fotoğraf, Balat/İstanbul
çok güzel bir yazı, yüreğinize sağlık...
YanıtlaSilÇok teşekkürler, sağolasınız.
SilAyakları yere değen yakın ve uzak planlarımın faydasını görüyorum çoğu zaman. Ama satır aralarından demek istediklerini de anlıyorum. Teşekkürler
YanıtlaSilBen teşekkür ederim Yıldızcım. Satır aralarını anladıysan plan yapmak sana zarar vermez bence. ;) Sevgiler...
SilPlana sadık kalmak çok zor . En çok iki gün:)
YanıtlaSilEvet bi de orası var tabi :) Teşekkürler...
SilTul-i Emel diye ifade edilen uzun emel taşımanın pek hoş karşılanmadığını, Peygamber Efendimizin bazı hadislerinde okumuştum.
YanıtlaSilTabii, bu günü yaşa, anın keyfini çıkart anlamında değil de, her şeyde olduğu üzere, geçmiş, bugün ve gelecek hakkında da itidali elden bırakmamak, anın hakkını vermek gerek diye düşünüyorum.
Güzel bir konuya temas etmişsiniz. Teşekkürler.
Aslında tüm yazdıklarımın özetini iki paravrafla halletmişsin sanki canım. Anlaşılmak ne güzel :) Tuli emel yapmaktan ayrıca pek korkarım. Sağolasın, yüreğine sağlık :)
Silinsanlar plan yaparken Tanrı yukardan bakar bakar çok gülermiş zaten...iki dakika sonra kafamıza saksı düşüp ölmeyeceğimiz ne malumken neyin planı ayol...herşey olcağına varıpdurur zaten...sağlıkla nefes aldığımız her ana şükür demekten başka ne çare ...
YanıtlaSilÇoğu zaman sonsuza kadar bu dünyaya kazık çakmışız hissiyatındayız oysa değil mi takvimcim ah ahh... Sağlıkla aldığımız nefesler son dakikaya kadar daim olsun en güzel şekilde inşaallah. Sevgiler canım :)
SilNe güzel kendin gibilere rastlamak :) Aşırı güvenle yapılan planların iptal oluşu bize hep bir şeyi anlatıyor aslında ama anlayabilmek sanırım önemli olan. Sevgiler İlkaycım :)
YanıtlaSil