Ah bi oturup da bloğuma döktürecek zamanım mı var. Sorsan ev hatun kişisiyim ama boş vakte gelince Trump'ın sekreteri mübarek. Neysem ben de şimdi oturdum Foça sahildeki yazlığın balkonuna; ıssız gece, kuvvetli rüzgâr ve de hırçın dalgalar eşliğinde bir blogcanlık yapayım dedim. İstanbul gezimizden fotoğrafların altına notlar yazıp bi paylaşım bırakayım şu gariban kalmış blogcuğuma... Birer cümle bırakıp kaçayım hemencik. Ev halkı söylenmesin. Yok telefon elinde napıyosun da, yok bi gel içeri otur da... Bıdı bıdı bıdı...
30 Haziran 2019 Pazar
17 Haziran 2019 Pazartesi
Yaza dair...
Size yaza dair hislerimi döktüreyim canlar ;)
#Erik olayı çok güzel. Mevla eriği yaz meyvesi yaptığı için yazı sevmemek mümkün değil diyebilirim.
#Tesettürlü hatun kişi olduğum için "mümkünse evde kalayım olur mu" modunda olurum yazları. Sokağa adım atıcam diye ödüm kopar. Dondurma almaya hep başkaları gider, çöp dökmeye hep babam giderdi onunla yaşarken, balkondan misafire eşim el sallar falan filan... Benim bahane hep hazır : "Ama şimdi ben örtünene kadar... " (Tabi bu benim tembelliğim, çoğu tesettürlü hatun kişi ben gibi değil.Çoğu pratik ve hızlı bence)
#Antep fıstıklı kornet dondurma değişmez karavanım olur yazları.Sabah öğle akşam yiyebilirim. Marka pek önemli değil. Küstüklerim ondan getirir. Sevindireyim şu Bilgeyi diyen ondan getirir. Yesin gariban diyen onu bilir onu alır hep.
#Evimizde buzdolabımın kapağını açtığım noktanın görüş alanına tam olarak sitenin havuz başı manzaralarının sirayet etmesi can sıkıcı gelir.Yani dolabın kapağını açtınız sonra bi saniyeliğine Hmm ne alacaktım diye düşünmeye başlarken gözünüz batı yönünde bir milim kayma yaptı. Hoopp... Görmek istemiyorum ayol çıplak beden dolaba taze fasulyemi koyarken. (Giyim kuşam, herkesin kendi tercihi de ben burada buzdolabımın stratejik konumundan bahsediyorum)
#Eşimle birlikte yüzebilmek için deniz kenarında tenha koy bulma maceralarımızı derleyip toplasam ufak bir fasikül elde ederiz sanırsam, bi de o var. Neyse artık bir yazlığımız ve pek de keşfedilmemiş bir koyumuz var. Ama hayat ne gösterir, Mevla orada vakit geçirmeye ne kadar izin verir bilinmez tabi.
#Yaz bana biraz evin ergen oğlunu anımsatır. Hani gece yarıları eve gelir. Hesap sormaya gelmez hemen atarlanır. Özgürdür o ne de olsa filan. Yazda da böyle gece gündüz kavramları birbirine karışıyor az biraz. Gece yarıları insanlar sokaklarda olabiliyor. Neden ? Çünkü hava çok sıcak. Üşümek yok, eve kapanmak yok. Öyle ergen oğlan havaları...
#Tarlada bahçede güneş altında çalışması gereken insanları düşünürüm yazları. Off zor iş. Ya da kurumsal yerlerde takım elbise ve kravatla çalışması gereken beyaz yakalıları. O da zor. Nerden bilicez hangisi daha zor ? Bilemeyiz işte. Çünkü zor. Hava sıcak mı sıcak...
#Tebdili mekan eden göçmen kuşlar var bir de.Bir süre sonra gidecek olan misafirler. Aaa leylekler bi de tabi ! Hep o yaz başlangıcı leyleği ilk havada görürsem "ohh çok gezicem bu yaz demek" kehaneti. Ne ilgisi varsa elin leyleği ile benim yaz programımın :)) Hep de havada görürüm ;)
#Yaz demek uzuuun yaz günleri demek aslında. O uzuun günleri güzel ve anlamlı şeylerle doldurayım telaşı demek biraz da... "Tatili iyi değerlendirin" cümlesi bebe halimizdeyken kodlanıyor zihnimize ne de olsa.
#Bazen de bir hamak geliyor gözümün önüne sadece yaz deyince. Güneşi ardına almış ağaçlar altında dünyayı umursamadan sallanan bir hamak.
#Aslında yaz deyince aklıma çocukluğumda annemle gittiğim komşu evleri de gelir. Taş döşemeli avluları olan evler. Bir iki dakika önce buz gibi suyla yıkanmış taş döşeme avlular ve etrafını donatan renk renk sardunyalar... Beyaz tülbentli teyzelerin eski tariş tenekelerini saksı niyetine kullanıp renkli renkli çiçeklerle doldurduğu avlular...
Benim cephede yaz böyle canlar.Sizin cephede nasıl geçer yazlar ?
Sorup kaçıyorum. Çünkü mevsim yaz, hava da sıcak mı sıcak... ;)
Fotoğraf, Alaçatı / önceki yazdan...
13 Haziran 2019 Perşembe
Bayram ve Elif
Günler geldi geçti. Ramazan bi güzeldi, bayram bi başka güzel... Ramazan her güzel şey gibi bi çırpıda bitiverdi. Seneye daha güzel hemhal olalım vedasıyla bırakıp gidiverdi.
Bayramda ise İstanbul'da idik. Gezmeyi seven dostlarımızla buluşup yine sabah akşam gezdik. Gözüme uykular basmışken gece yarılarında, afyonum patlamamışken sabahın nurunda hep birileri beni çekiştiriyor yeni yerlere gitmeyi, evden çıkmayı, sokaklara taşmayı teklif ediyordu. "Bak şurası da var!, bak buraya da gidelim!, aman ha uyumaa çıkıcaz birazdan ! Oturmaya mı geldiniz ayol !" Bu gibi baskı ve gasp cümleleriyle vaktimiz gezmeye mühürlenmişti :) "Yorgunum, uykum var, biraz dinlensek aslında ? " gibi cümleleri de pek duymuyorlardı. Kimdi onlar ? Bizi sevgiyle ağırlayan cancağızlarımız arkadaşlarımız :) Daha bir iki gün anca oldu evcaazıma kavuşalı ve de aklım başıma yeni geliyor sanki :) İşte her şey bu hızla akıp giderken dertdaşım blogcuğuma uğrayamadım ve blogcanlarıma da tabii.
Neyse evimdeyim şükür ve az biraz daha sakinledi her şey. Ben ev insanıyım anacım, bunu bilir bunu söylerim hep. Gelemiyorum kırlangıçlar gibi ordan oraya uçuşmalara. Ben daha çook... Nasıl desem ? Hani böyle bi yaprak yiyen Koala... Hani bi gölgede gerine gerine demlenen kedi vurdumduymazlığı... Hani bi çamurun içinde esneyen gergedan asaleti... Yok canım, son örneği çıkartalım arşivden. Yani rahat insanım, onu dicem. O sebep fazla atraksiyon ruhuma ters. Fazla sıkıştıran olursa da "Ben hızı sevmiyorum ruhum yetişemiyo sonra" deyip Kızılderili felsefesi çakıyorum muhatabıma. Öyle bakıp kalıyo. Garfield ruhcanlarıma tavsiye ederim :))
Ha bi de kendini yerden yere vurma sendromum var ki evlere şenlik. Bence bana haksızlık ediyorum bazen. Cıks... Olmaz. Ne de olsa yaptığım çok güzel işler de var. Mesela fotoğraftaki tatliş hatunu ben diktim yeğenimin doğmamış minnağı için. Adı Elif. Ve daha bir sürü planım var yaz için. Bakalım yaptıkça yayınlarım muhakkak. Kendim için bazı kıyafet tasarımları, ev dekorasyonum için şirin dokunuşlar ve irili ufaklı hediyeler için kollarımı sıvayacağım bu yaz bol bol inşaallah. Okunacak kitaplar, izlenecek filmler ve başka başka işlerle bloğuma da asksatmadan yazabilirsem oh miss ! :)
Peki siz neler yaptınız blocanlarım ? Yaza dair planlarınız neler ? Aaa bi yaz mimi mi hazırlasam acep. Yuhh bi sakin olayım ! Mim bloğuna döndü zati blogcuğum. Dur bi neler yaptığınıza kendim bakayım elim armut toplamıyoken ve de birileri beni bi yerlere sürüklemiyorken hazır :)))
Şuraya bi müzik de bırakayım mıı ? E tabiii bırakayım ! :)))
Bayramda ise İstanbul'da idik. Gezmeyi seven dostlarımızla buluşup yine sabah akşam gezdik. Gözüme uykular basmışken gece yarılarında, afyonum patlamamışken sabahın nurunda hep birileri beni çekiştiriyor yeni yerlere gitmeyi, evden çıkmayı, sokaklara taşmayı teklif ediyordu. "Bak şurası da var!, bak buraya da gidelim!, aman ha uyumaa çıkıcaz birazdan ! Oturmaya mı geldiniz ayol !" Bu gibi baskı ve gasp cümleleriyle vaktimiz gezmeye mühürlenmişti :) "Yorgunum, uykum var, biraz dinlensek aslında ? " gibi cümleleri de pek duymuyorlardı. Kimdi onlar ? Bizi sevgiyle ağırlayan cancağızlarımız arkadaşlarımız :) Daha bir iki gün anca oldu evcaazıma kavuşalı ve de aklım başıma yeni geliyor sanki :) İşte her şey bu hızla akıp giderken dertdaşım blogcuğuma uğrayamadım ve blogcanlarıma da tabii.
Neyse evimdeyim şükür ve az biraz daha sakinledi her şey. Ben ev insanıyım anacım, bunu bilir bunu söylerim hep. Gelemiyorum kırlangıçlar gibi ordan oraya uçuşmalara. Ben daha çook... Nasıl desem ? Hani böyle bi yaprak yiyen Koala... Hani bi gölgede gerine gerine demlenen kedi vurdumduymazlığı... Hani bi çamurun içinde esneyen gergedan asaleti... Yok canım, son örneği çıkartalım arşivden. Yani rahat insanım, onu dicem. O sebep fazla atraksiyon ruhuma ters. Fazla sıkıştıran olursa da "Ben hızı sevmiyorum ruhum yetişemiyo sonra" deyip Kızılderili felsefesi çakıyorum muhatabıma. Öyle bakıp kalıyo. Garfield ruhcanlarıma tavsiye ederim :))
Ha bi de kendini yerden yere vurma sendromum var ki evlere şenlik. Bence bana haksızlık ediyorum bazen. Cıks... Olmaz. Ne de olsa yaptığım çok güzel işler de var. Mesela fotoğraftaki tatliş hatunu ben diktim yeğenimin doğmamış minnağı için. Adı Elif. Ve daha bir sürü planım var yaz için. Bakalım yaptıkça yayınlarım muhakkak. Kendim için bazı kıyafet tasarımları, ev dekorasyonum için şirin dokunuşlar ve irili ufaklı hediyeler için kollarımı sıvayacağım bu yaz bol bol inşaallah. Okunacak kitaplar, izlenecek filmler ve başka başka işlerle bloğuma da asksatmadan yazabilirsem oh miss ! :)
Peki siz neler yaptınız blocanlarım ? Yaza dair planlarınız neler ? Aaa bi yaz mimi mi hazırlasam acep. Yuhh bi sakin olayım ! Mim bloğuna döndü zati blogcuğum. Dur bi neler yaptığınıza kendim bakayım elim armut toplamıyoken ve de birileri beni bi yerlere sürüklemiyorken hazır :)))
Şuraya bi müzik de bırakayım mıı ? E tabiii bırakayım ! :)))